3 Kasım 2016 Perşembe

Kocasinan İlkokulu Lüleburgaz

Kırklareli Lüleburgaz'da 1970 li yıllarda nufus 30.000 kadardı, çevre yolları olmadığı için ülkenin en önemli karayolu olan E-5 şehrin tam ortasından geçerdi, dar caddelerde hızla ilerleyen yabancı tır kamyonları yaşamın parçası gibiydi, benim okulum Kocasinan ilkokuluda bu yolun diğer tarafında kalıyordu, o dönemde 7 yaşında çocukların tehlikeli bir caddeden karşıya geçmeleri sanırım risk olarak görülmüyordu, hatırladığım kadarı ile her yıl birkaç çocuk bu karayolundan geçerken can veriyordu, sınıf arkadaşlarımdan Birol Bektaş'ın benzer şekilde hayatını kaybettiğini hatırlıyorum. Okul yolunda kestirme yol olarak bir caminin avlusundan geçerdik, külliye odaları ile çevrilmiş avlunun ortasında abdest almak için ortasında tel örgü ile kapatılmış bir havuz vardı, sanırım abdest suları bu havuzdan geliyordu, ilginç olan ise bu havuzda binlerde bozuk para olması idi, sanırım insanlar Yaradan'dan dilekte bulunduklarında kader üzerinde yapılacak olan işlemin ücretini bu havuza bozuk para atarak ödüyorlardı. Bende dayımın radyo tamir dükkanında bulduğum işe yaramaz bir mıknatıs parçasını bir ipe bağlayarak şadırvanın havuzuna olta ile balık tutar gibi sallıyordum, mıknatısın yakaladığı beyaz renkli 50 kuruşlar ve bir liralar simit param oluyordu. Okulda öğretmenim gerçek bir efsane idi, Rüştü Güvenç 50 küsür yaşında Atatürk hayranı ve ileri görüşlü idi. Kurtuluş savaşını anlatırken kendiside o savaşa katılmış gibi bir heyecan katardı, sadece tarih değil tüm dersleri muhteşem bir uslupla anlatırdı, o yüzden ilgi ile dinlerdim, öğretmenimin anlattıklarını evde ebeveynlerime aynı heyecanla anlatırdım, Rüştü Güvenç kişisel gelişimimde müthiş bir katkı sağlamıştır. Sınıfa bir soru sorduğunda cümlesini tamamlamadan el kaldırarak cevap vermek isterdim, ne istersen sor ben biliyorum dercesine davranırdım, o zamanlar zayıf koca kafalı bir çocuktum, öğretmenin beni işaret ederek işte Ercüment Sönmez Güdücüoğlu büyük kafada büyük akıl var derdi, onun sözleri bende doping etkisi yaratırdı, onun övgüsünü almak için daima en hızlı yanıtı ben vermek isterdim.

Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu